2.8 ÇAY MOLASI

Buffalo Joe bir kucağındaki çakmağa bir Emevi’nin horlarken dalgalanan ağzına bakmış. Çakmak nedir bilmezmiş. Eline alıp incelemeye başlamış. Bir süre evirip çevirdikten sonra kapaklı olduğunu fark edip kapağını açmış. Odaya benzin kokusu yayılmış. Dedemler benzini de bilmezmiş. Nereden bileceklermiş ki zaten. Koku dedemin hoşuna gidince çakmağı bir süre koklamış. Öyleydi böyleydi derken taşını çakmayı başarmış. Kendiliğinden yanan ateşi gören dedemler çok şaşırmışlar. Reis Salyangözü, sevinçten “Zippooooo!” diye bağırıp dedemin üstünden yere atlamış. Yanmakta olan alev, sanki güneyden bir rüzgar esiyormuşçasına kuzeye doğru savruluyormuş. Dedem kralın kuzeye doğru gittiğini anlamış ve “Bu gece çok içtik. Nasıl olsa kralın nereye gittiğini bize gösteren Zippo’muz var. Uyuyup uyanalım, kahvaltımızı edip öyle çıkalım yola.” demiş. Aztekli de dedemi onaylamış. Alkollü oldukları için kısa sürede uyumuşlar. Reis de biraz süründükten sonra dedemin baş ucuna gelip kabuğuna çekilmiş.

Dedem gözlerini açtığında Aztekli hala uyuyormuş. Reis Salyangözü uyanalı da çok olmadığı belliymiş. Çünkü dedemin baş ucundan 3-4 metre uzaklıktaymış ve mutfak tezgahına doğru sürünüyormuş. Emevi kahvaltıyı hazırlamış, çayı demliyormuş. Dedemin uyandığını görünce ona dönüp “Emeklilik hayatımın ilk günü. Çok mutluyum dostum.” demiş. Kışa girdikleri halde hava güneşli bir pazar gününü aratmayacak kadar güzelmiş. Dedem uyuyan Aztekli’yi uyandırmış. Rüyası bölünen Aztekli, dedeme sitem etmiş. Dedem Aztekli’yi pek sallamamış çünkü önce Aztekli uyansa, kendisinin uyandırılmasını istermiş. Yola çıkmak için çok da gecikmek istemiyormuş. Kahvaltılarını yaparken Emevi onlara, çakmağı sadece gerekli olduğunda kullanmalarını tembihlemiş. Çaylarını tazeledikten sonra bodruma inip son kalan bir kutu Zippo benzinini dedemlere vermiş. Sigaralarıyla birer bardak çay daha yuvarlamışlar. Sonra toparlanıp kapıya çıkmışlar. Kral gittiği için köyün sokakları düne nazaran daha sakinmiş. Emevi ile önce Aztekli vedalaşmış. Sonra dedem yaklaşmış. Emevi, Reis Salyangözü’nü dedemin kafasından alıp antenlerine birer öpücük kondurmuş. Dedemle kucaklaşırken, dedemin cebine ufak bir şişe koymuş. O sırada Aztekli ata binmiş, dedemi bekliyormuş. Dedem de Emevi’ye arkasını dönüp ata doğru yürümeye başlamış. Tam bu sırada bir ok ıslığı işitmişler. Ok, Buffalo Joe’nun kafasındaki tüyleri havalandırıp geçmiş. Buffalo Joe arkasını döndüğünde okun, Emevi’nin tam kalbine saplandığını görmüş. Emevi; yüzündeki ışık ve gülümseme kaybolmadan, bir eli havada, kalbinde okla dedeme bakıyormuş. Dedem koşarak Emevi’nin yanına dönmüş. Yere yıkılan Emevi, dedemin kollarına düşmüş. Tek bir kelime daha edemeden, dedemleri yolcularken hayata da el sallamış. Haşhaşi tarikatından emekli olmak öyle kolay değilmiş.

Ölen Emevi’yi kendi usüllerince defneden Buffalo Joe, Reis Salyangözü ve Aztekli gecikmeli olarak yola çıkmışlar. Çakmağın alevi hala kuzeyi gösteriyormuş. Yaşlı atı fazla yormadan birkaç saat yollarına devam etmişler. Bir su birikintisinin kenarında mola vermişler. Dedem, heybeden dürbünü çıkarmış. Bu sefer arkalarına değil, önlerine bakıyorlarmış. Birkaç saat uzaklıkta bir köy olduğunu görmüş. Reis ile Aztekli’ye dönüp “Burada çok oyalanmayalım. İleride bir köy var. Kral yüksek ihtimalle şu an orada. At susuzluğunu giderip biraz dinlenince yola devam edelim.” demiş. Reis, kralın nasıl korunduğunu az çok bildiğinden bir süre kafileyi takip edip çok detaylı bir plan oluşturmaları gerektiğini söylemiş. Buffalo Joe, muzır bir surat ifadesiyle Reis’e dönüp “Yeni özel yeteneğini bizimle hala paylaşmadığına göre keşfedemedin herhalde.” demiş. Üst üste yaşanan olaylardan sonra bir de üzerine sarhoş olup saçmalayan Reis, yeni özel yeteneğinin ne olduğunu dedemlerle paylaşmadığını unutmuş aslında. Antenlerini hafifçe indirip “Artık ölümsüzüm Şef.” demiş. Dedem savunmasız olan salyangoz dostunun ölümsüz olduğunu duyunca çok rahatlamış. Aztekli Reis’i biraz kıskanmış ama sonra kıskandığı kişinin bir salyangoz olduğunu düşününce kendinden utanmış.

At iyice kendine geldikten sonra yola devam etmişler. Reis Salyangözü yol boyunca ayrıldıkları andan öldüğü ana kadar olan macerasını anlatmış ve eklemiş: “Ölümsüz olduğum için kralın bütün toplantılarına sızıp planlarını dinleyebilirim. Bu sırada korumaları nasıl aşacağımıza dair planımızı da geliştiririz.” demiş. Köyün girişine vardıklarında dedem, nöbetçilere aynı hikayeyi anlatmış. Hani şu idamdan kaçmış belediye başkanını arayan, sözde vatansever güney köylülerinin hikayesi. Nöbetçiler dedemleri bekletmişler. Köyün baş muhafızı gelmiş. Dedemleri şöyle bir süzdükten sonra o da hikayeyi dinlemiş. Baş muhafız da kralın götünden ayrılmayan muhtarın yanına gidip kulağına durumu fısıldamış. Muhtar çekinerek konuyu krala açmış. Kral, sınırdaki güney köylerinin onların kontrolünden olduğunu bildiğinden “Bizdenler. Alın içeri işlerini yapsınlar.” diye talimat vermiş. Muhtar baş muhafıza, baş muhafız da nöbetçiye iletmiş giriş onayını. Böylece dedemler köye girmişler.

Köy halkı, akşam olunca ziyafet ve ibadet alanında mesafeli bir çember oluşturup ortasında ateş yakmış. Krala yemekler sunmuşlar. Dedemler tabii ki çemberin en dışındaymış. Ama Reis, kralın bulunduğu çardağın korkuluklarından birinin üzerindeymiş. Kral o gece çok konuşmamış. Bütün gece bilgi toplamak adına orada kalan Reis, bir sonraki gün muhtarlık binasında toplantı yapılacağını öğrenmiş. Gecenin sonunda dedemlerin yanına dönüp, aldığı bilgiyi paylaşmış. Topluluk yavaş yavaş evlerine dağılırken dedemler de çemberden ayrılmış. Muhtarlık binasının önünden geçerken bir anda ara sokağa sapıp arkasına dolanmışlar. Aztekli gelen giden var mı diye etrafı kontrol ederken dedem de muhtarlık binasının tahtadan duvarları arasında bir boşluk bulmaya çalışıyormuş. Kısa bir aramanın ardından Reis’in girebileceği boşluğu bulmuş ve onu yere bırakmış. Reis, “Yarın toplantı bittikten sonra beni buradan alın.” demiş ve içeri sürünmüş. Buffalo Joe ile Aztekli atın yanına gidip nasıl olduğunu kontrol ettikten sonra, geceyi köyün 4 kişilik pansiyonunda geçirmişler.

Sabah yine önce dedem uyanmış. Aztekli’yi de uyandırmış ve aşağı inmişler. Pansiyon oda-kahvaltıymış. Kahvaltılarını yaptıktan sonra dedem belinden bir kese boncuk çıkarıp işletmeciye ödemeyi yapmış ve pansiyondan ayrılmışlar. Muhtarlık binasını gözlerinden kaybetmeden köyün merkezinde dolanmaya başlamışlar. Salyangoz arar gibi davranıyorlarmış çünkü köy halkı onların o yüzden orada olduğunu sanıyormuş. Takdir edersiniz ki, salyangoz arıyormuş gibi yapmak çok da zor değilmiş. Bu sırada Reis Salyangözü, iyi saklandığı bir köşeden toplantıyı dinliyormuş. Zaman geçtikçe çaktırmadan muhtarlık binasına yaklaşan dedemler, birkaç ustanın muhtarlık binası etrafında çalıştığını görmüş. Biraz daha yaklaşınca, ustaların bina duvarlarındaki gedikleri tamir ettiklerini fark etmişler. Köye gelip muhtarlık binasının halini gören kralın emriymiş bu tamirat. Bir önceki toplantıda, odadan çıkan böcekten ötürü bir hayli tedirginmiş kral. Zaten odaya girdiklerinde ayrıntılı bir arama yapmışlar ama Reis tecrübeli olduğu için bu sefer yakalanmamış. Tamirat dün başlamış ama ustalar 15:00’daki çay molasından sonra işi savsaklamışlar. Bu yüzden işleri bugüne sarkmış. Durumu gören kral sinirlenmiş ama pek ses etmemiş.

Dedem ile Aztekli, Reis’i bıraktıkları deliğin başındaki ustanın yanına gidip “Kolay gelsin.” demişler. Sonra da yüksek sesle “Demek duvardaki boşlukları kapatıyorsunuz. Biraz geç kalınmışa benziyor.” diye konuşmuşlar. Bir anteni içeride konuşulanlarda olan Reis, dedemin sesini duyunca diğer antenini dışarı çevirmiş ve hemen durumu anlamış. Bu sırada dedem Aztekli’ye yüksek sesle “Belediye başkanını burada bulamadığımızı muhtara gidip söyleyelim. Belki bulmamıza yardımcı olur.” demiş.

Toplantı bittikten sonra Kuzey’in Kralı, danışmanları ve korumalarıyla muhtarlık binasından çıkmış ve işini bitiren ustaların ölüm emrini verdikten sonra toparlanıp köyden ayrılmış. Buffalo Joe ile Aztekli, muhtarın huzuruna gidip peşinde oldukları belediye başkanı ve arkadaşlarını bulamadıklarını söylemişler. Bu sırada odada onlar ve muhtardan başka kimse olmadığı için Reis Salyangözü saklandığı yerden çıkıp dedemin ayağına tırmanmaya başlamış. Dedem, Reis’i fark edip bacağını kaşıma bahanesiyle eline almış ve çaktırmadan cebine koymuş. Muhtar onlara yardım edemeyeceğini, ama bir çay ikram edebileceğini söylemiş. Yeleğin cebinden dedeme bakan Reis Salyangözü “Buradan acilen çıkmalıyız.” diye fısıldamış. Dedem, muhtara çay teklifi için teşekkür etmiş ve ellerini dizine koyup ayağa kalkmış. Görevin başarıyla tamamlandığını anlayan Aztekli de ayağa kalkıp başıyla muhtarı selamlamış ve odadan ayrılmışlar.

Dışarı çıktıklarında Reis Salyangözü hiç vakit kaybetmeden toplantının ayrıntılarını dedemlere aktarmış. Kral ve kafilesi, köyleri dolaşarak imparatorluğun merkezine, Brezilya’ya gideceklermiş. Bu işin, kral merkeze ulaşmadan halledilmesi gerektiği kanısına varmışlar. Artık kraldan bir adım öndelermiş.

Değerlendirme: 1 / 10.
Gösterilecek yorum yok.

WordPress.com'da bir web sitesi veya blog oluşturun

Yukarı ↑