AÇIK OTURUM

Başkan Trumpus, iktidara geldiğinden beri ilk kez açık oturuma katılıyormuş. Haberin eski kıtaya ulaşması da uzun sürecekmiş. Seyahatler, ikinci bir karara kadar Kahinler Birliği Başkanı M.r Dumbbelldoor tarafından yasaklanmış. Kahinler, böyle bir çağrı karşısında başkanın sözünden çıkamazmış. Böylece bütün kahinler, geçici süreliğine bütün yeteneklerini kaybetmişler. Kıtanın Milena haricindeki bütün kahinleri, Washington’a vatandaş getiriyormuş. Malahida’nın talebinin üzerinden 6 saat geçmiş, hazırlıklar tamamlanmış. Lider Malahida ve Trumpus, kurulan platform üzerindeki yerlerini almışlar. Açık oturumun moderatörü, Kayalar Kabilesi’nin ufak bir ailesi olan Küçük Kayalar’ın ortanca oğlu Samuel’miş. Kayalar Kabilesi, genel olarak sağcı bir kabileymiş. Ama Küçük Kayalar solcuymuş. Bu yüzden Küçük Kayalar’mış zaten. Büyüyememişler.

Moderatör Samuel, açık oturumu tamamen açık hale getirmek suretiyle açılışı yapmış. İzleyicilerin alkış tufanı kesilinceye kadar konuklar Malahida ve Trumpus ile modaretör Samuel beklemişler. Sesler kesilince oturum devam etmiş. Samuel, cebinden iki adet ufak şişe çıkarıp masanın üstüne koymuş.

SAMUEL: Önüme koyduğum bu şişelerin ikisinin içinde de yalan otu özü var. Şu an aramızda bulunanların büyük çoğunluğu, yalan otu özünün ne işe yaradığını bile bilmiyor. Bu otun etkisi; koşullar ne olursa olsun insana doğruyu söyletmesidir. Konuklarımız, ben sorulara başlamadan önce şişedeki sıvıyı içecekler. Böylece yalanlara karnı tok olan sayın halkımız, tüm çıplaklığıyla gerçekleri duyacaklar. Sayın Trumpus ve Malahida, lütfen şişelerdeki sıvıyı içiniz.

TRUMPUS: Görüyorsunuz değil mi değerli kardeşlerim. Bunlar böyledir işte. Kim bilir şişenin içinde ne var. Kim bilir ne yalanlar söyletecek bana. Belki size de içirdiler, sizi de zehirlediler değerli kardeşlerim.

MALAHİDA: Sayın Trumpus, kişi kendinden bilir işi. Lütfen oyunbozanlık yapmayalım. Yetmedi yalan sözlerinizle halkı zehirleyişiniz. Hala devam ediyorsunuz.

Böylece daha yalan otu özlerini içmeden tartışmaya başlamışlar. Moderatör Samuel araya girip ikisini de susturmuş. İzleyicilerden uğultular çıkmaya başlamış. Bazı izleyiciler birbirlerine Capri-Sun meyve suyu çöpleri fırlatmaya başlamış. Malahida’nın destekçileri solda, Trumpus’un destekçileri sağda duruyormuş. Aralarında güvenlik güçlerinin seti varmış. Malahida, şişeyi alıp tek seferde bitirmiş. Trumpus içmemekte diretiyormuş.

SAMUEL: Sayın Trumpus, lütfen şişenizdeki sıvıyı içiniz. Bu karar, Mr. Dumbelldoor’a ait. Kahinler Birliği başkanına bu yetkiyi veren sizdiniz. Siz burada otururken, yerinize vekilen o baktığı için, söylediklerine uymak zorundasınız.

Trumpus, Mr. Dumbelldoor’un zihninin temizlendiğini anlamış. Kendi bacağına sıkan başkan, çaresiz kalmış ve şişedeki sıvıyı içmiş. Sıvının boğazından geçişi Trumpus’a öyle uzun gelmiş ki; siyaset adamı olarak yaptığı bütün kötülükler, ticari hileler, hırsızlıklar, bütün ömrü gözlerinin önünden bir film şeridi gibi geçmiş. Samuel sorularına başlamış. İki konuk sırayla cevaplıyormuş. Cevap süreleri kısıtlıymış. Samuel bazen süreyi aşmalarına göz yumuyormuş. Trumpus tarafındaki izleyicilerin bir kısmı, Trumpus’un verdiği cevapları içtiği sıvıya bağladığından Trumpus’un yaptığı kötülüklere inanmamaya devam ediyormuş. Ama birazcık aklı olan herkes, Trumpus’un yarardan çok zararı olduğunu anlamış. Malahida’nın bazı cevapları da halkı rahatsız etmiş. Zaten lider olmak için biraz bencil olmak, biraz diktatör olmak şartmış. Kapitalist sistemin zehrinin çoktan yayıldığını kabul etmeyen, insanların bu düzenden tamamen çıkabileceğine inanan fazla iyimser kesim için Malahida’nın bazı cevapları irite edici olabiliyormuş. Bu kesim zaten çok azınlıktaymış. Ancak bu kesimin varlığı, sistemi dengede tutan en önemli unsurlardanmış. Onlar gibi yaşayamasak da, saygı duymak gerekirmiş.

Moderatör Samuel son sözü alıp oturumu sona erdirmiş. Oturum bittiğinde Trumpus’un tarafındaki izleyicilerin sayısı bir hayli azmış. Trumpus’un anlattıklarının ardından, halkın büyük bir kısmı onun tarafında duruyor olmaktan utanmış. Trumpus artık iktidarda kalamazmış. Ne halk ne de meclis bunu istemiyormuş. Nitekim ertesi gün olağanüstü seçim kararı alınmış. Yapılan seçim sonucunda Malahida, ezici bir üstünlükle Amerika başkanı olarak seçilmiş. Artık Lider Malahida değil, Başkan Malahida’ymış. Eski Başkan Trumpus, kıtadan kaçma girişiminde bulunmuş ama yakalanıp hapse atılmış. Açık oturumda kendi ağzıyla itiraf ettiği suçları, ona müebbey hapse mal olmuş. Malahida, yaptığı balkon konuşmasında; Güney Amerika vatandaşları dahil, bütün kıtayı kucaklayan bir mesaj vermiş. Kıta içindeki ticaret yollarının arttırılacağını, eski kıta Avrupa ile ticari ilişkilerin geliştirileceğini, ekmeğin hakkaniyetli bir şekilde bölüştürüleceğini söylemiş. “Hakkıyla çalışıp hakkıyla kazanalım!” diyerek konuşmasını sonlandırmış.

Değerlendirme: 10 / 10.
Gösterilecek yorum yok.

WordPress.com'da bir web sitesi veya blog oluşturun

Yukarı ↑