
Bozguna uğrayan direniş ordusu iyice geri çekilerek düşman askerleriyle arasına mesafe koymuş. Sayısı yarı yarıya azalan direniş askerlerinin morali çok bozukmuş. Dedemin Aztekli’yi kaybetmesi gibi, birçok asker dostunu kaybetmiş. Direniş askerleri geri çekilince Trumpus da kendi ordularına geri çekilme emri vermiş. Sayısal üstünlük hala direniş askerlerindeymiş. Bu yüzden Trumpus şehirden çok uzaklaşmak istememiş. Trumpus’un askerleri şehre geri döndükten sonra direniş askerleri ölü dostlarını savaş meydanından kaldırmak için harekete geçmiş. Buffalo Joe Aztekli’yi bulduğunda başında Reis Salyangözü duruyormuş. Savaş esnasında bir ağaçta bekleyen Reis, savaş bittikten sonra yere inip Aztekli’nin başında beklemiş. Gözleri dolan dedem, tek kelime etmemiş. Önce Reis’i alıp kafasına koymuş. Sonra da Aztekli’yi sırtlanıp savaş meydanından ayrılmış.
Askerle birbirini tanıyan ölüleri 5’li 10’lu grupları halinde kuru ağaç dallarının üzerine yatırmışlar. Aztekli’nin ölü bedeni, diğer gruplardan ayrı bir yerde tek başına yatıyormuş. Buffalo Joe, kafasında Reis Salyangözü ile kuru ağaç dalları toplayıp Aztekli’nin başına gelmiş. Bir kısmını Aztekli’nin altına serip geri kalanıyla da ateşi yakacağı çıtaları birbirine çatmış. Birkaç kuru yaprak tutuşturup çattığı çıtaların altına koymuş ve bir sigara yakıp Aztekli’nin bedeninin yavaş yavaş küle dönmesini izlemiş. Aztekli’nin ateşi, Reis’in dilini çözmüş. Ama Reis’in söyleyecek tek kelime lafı dahi yokmuş.
3 günlük yasın ardından Lider Malahida bütün askerlerin toplanması emrini vermiş. Kurmaylar, sorumlu oldukları bölükleri toplayıp hazır ola geçmişler. Malahida atına binip ordunun karşısına çıkmış. Bütün orduyu atıyla dolaştıktan sonra konuşmaya başlamış: “Öncelikle davamız uğruna canını veren yoldaşlarımıza huzurlarınızda en yüksek saygılarımı sunuyorum. Tarih, ölen yoldaşlarımızın isimlerini teker teker yazmayacak. Ama davamızı yazacak. Tarih bu savaşı yazacak. Zaferimizi, bizim tarihçilerimiz kayda geçirecek. Bu savaş daha bitmedi. Yoldaşlarımız bir hiç uğruna ölmediler. Bugün vazgeçersek, onların ölülerine saygısızlık yapmış oluruz. Bizim sayımız azalmadı. Biz tek bir ruhuz. Ruh parçalanamaz, bölünemez, azalamaz. Toparlanıp taarruza hazırlanmalıyız. İnancınızı kaybetmeyin yoldaşlarım!”
Askerler kılıçlarını havaya kaldırıp naralar atmaya başlamışlar. Bu sırada simsiyah bir karga, ordunun üstünde bağıra bağıra uçuyormuş. Aşağı doğru pike yapıp Buffalo Joe’nun arkasında duran ağacın dalına konmuş. Gagasını kanadına doğru eğmiş ve kanadının altından bir tırtıl çıkarmış. Gagasını ileri uzatarak ucunda duran tırtılı aşağı bırakmış. Tırtıl, Buffalo Joe’nun kafasına düşmüş. Kafasına bir şey düştüğünü hisseden Buffalo Joe, elini kafasına atacakken Reis Salyangözü “Dur!” diye seslenmiş. Reis’in karşısında Alexa duruyormuş.
Reis Salyangözü, Alexa’nın ölmemiş olmasına çok şaşırmış. Yanına doğru gidip ona sarılmak istemiş ama Alexa onu engellemiş. “Önce anlatacaklarımı dinlemelisin.” demiş. Buffalo Joe, kafasının üzerinde konuşan başka bir böcek daha olduğunu fark edince ellerini kafasına götürüp Reis Salyangözü’nü bir eline, Alexa’yı bir eline almış ve ikisine bakmış. Bu sırada Malahida, Buffalo Joe’nun yanına gelmiş ve “Yeni bir strateji geliştirmemiz lazım. Size ihtiyacım var.” diyip oradan ayrılmış. Reis toplantıya gelemeyeceğini ve tırtılla yalnız kalmak istediğini söylemiş dedeme. Dedem bu tarz talepler konusunda çok hassasmış. Reis’i hiç sorgulamamış ve onları bir ağacın dalına bırakmış.
ALEXA: Özür dileyerek başlamak istiyorum. Yaşattığım her şey için özür dilerim. Her şeyin sorumlusu benim. Büyük bir katliama sebep oldum. Ölen her askerin kanı benim ellerimde. Biraz sonra anlatacaklarımdan sonra sende de bir şeyleri öldürmüş olacağım. Bunu biliyorum. Ben bir katilim. Beni öldürmek istersen direnmeyeceğim. Yaşadıklarını değiştiremem. Kaybettiklerini geri getiremem. Ama şu aşamadan sonra size yardım edebilirim. Önemli olan da hayatın neresindeysen ona göre hareket etmek değil midir zaten?.. Ben bir casusum Reis. Varlıklı bir aileden geldiğimi söylemiştim. O konuda yalan söylemedim. Amerikan başkanı Trumpus benim babam. Geldiğinizi biliyorduk. Güçlü olduğunuzu da. Bu yüzden babam beni casusluk yapmam için sizin kampınıza gönderdi. Seninle tanışacağımı bilmiyordum. Varlığından haberim yoktu. Güzel vakit geçiriyorduk ve ihtiyacım olan her şeyi bana veriyordun. Her şeyi… Tırtıl da olsan, başkanın kızı olmak zor bir şey. Şehre dönüp topladığım bilgileri babama aktardıktan sonra beklemeye geçtim. Görevim buydu. Babama ihanet edemezdim. Ama 1 gün sanki 1 yıl gibi geçti. Seni düşündüm… İnan bana, seni düşündüm. 3 gün boyunca ne annemle ne babamla ne de kardeşlerimle konuştum. Sadece düşünüyordum. Ne yaptığımı, nelere sebebiyet verdiğimi ve seni düşündüm. Tırtıla dönüştüğümden beri yaşadığım ve yaşamak istediğim tek gerçeğin sen olduğunu fark ettim. Senden beni affetmeni beklemiyorum. Ama izin ver kendi vicdanımı biraz olsun rahatlatayım.
REİS: Bencils…
ALEXA: Dur… Müsaade et tamamen bitireyim. Sonra akıbetim hakkındaki kararı tamamen sana bırakacağım. Babam direnişin liderlerini etkisiz hale getirmek için bu diyarlardan sürdü ve bir daha geri gelemesinler diye bir kalkan oluşturdu. Kahinler Birliği Başkanı’nın zihnini zehirleyip kendi emelleri için kullandı. Bu arada babamın kendisi de bir kahin. Hem de kendine has, güçlü büyüleri olan bir kahin. Hayatı boyunca başaramadığı tek şey, beni insana geri çevirmek oldu. Neyse… Size bazı konularda yardımım dokunabilir. Savaşmak zorunda değilsiniz. Daha fazla kan dökülmesi gerekmiyor. Kalkanı kaldırmanıza yardım edebilirim. Sizi içeri sokabilirim.