
Ortalık bir anda sessizleşmiş ve bütün gözler Buffalo Joe’ya dönmüş. “Ölü insan kokusu” demiş Buffalo Joe. Bitkilerin kokusunu çıkarmakla uğraşan Jean Baptiste irkilmiş. Ancak dedemin haklı olma olasılığı da ona göre hiç az değilmiş. Tıpkı diğer kokulara inandıkları gibi, dedemin iddiasına da kuşkusuzca inanmışlar. Malahida, Reis Salyangözü hariç herkese birer tablet dağıtmış ve “Ölmek için bana bir sebep verin.” demiş. Dedemin ölmek için yaşlı olması dışında geçerli bir sebebi yokmuş. Aztekli de ölmek istemiyormuş. Askerler tabletlerini liderlerine teslim etmişler. Bütün tabletlerde aynı şey yazıyormuş: “Direniş için.” Lider Malahida bakmış ki böyle olmayacak, tabletleri askerlere geri vermiş ve “Yaşamak için bana bir sebep verin.” demiş. Askerler tabletin arka yüzünü çevirip ailelerinden, çocuklarından, kısaca bu hayatta değer verdikleri ne varsa onlardan bahsetmişler. Lider Malahida tabletleri tekrar toplamış ve masaya oturup tabletlerin arka yüzlerinde yazanları okumaya başlamış. Sıra sıra yazılanları incelerken bir tabletin ters durduğunu fark etmiş. Çünkü tabletin ona bakan yüzünde “Direniş için” yazıyormuş. Tabletin arkasını çevirdiğinde de aynı şeyin yazdığını fark etmiş. “Direniş için!” diye bağırmış ve “Kim yazdı bunu?” diye askerlerine sormuş. Öne çıkan asker, Malahida yaşlarında bir delikanlıymış. Malahida, askeri hemen tanımış. Asker, Malahida’nın köylüsüymüş. Adı Chavez’miş. Chavez, ailenin tek çocuğuymuş. Annesi ve babası da direnişin üyeleriymiş. Chavez’in arkadaşlarıyla köyün tepesine çıkıp içki içtiği bir gece, köye baskın yapılmış. Ufak çaplı baskın kısa sürede püskürtülmüş fakat Chavez ve ailesinin evi köyün girişindeymiş. Saldırıyı ilk karşılayan evlerden biri oldukları için sıcak çatışmanın şehitleri olmuşlar. Onların ölmesi köyün büyük çoğunluğunu kurtarmış ama Chavez artık kimsesizmiş. Direniş, onun sahip olduğu ve ona sahip olan tek şeymiş hayatında. Bu durumu bilen Lider Malahida’nın gözleri dolmuş. Çocukluk arkadaşı, direniş için kurban edilmeye en uygun aday olarak gözüküyormuş.
Hazırlıklara başlanmış. Chavez silah arkadaşlarıyla teker teker vedalaşmış. O anlar görülmeye değermiş. Ölüme giden Chavez’in yüzünde en ufak bir tereddüt ifadesi yokmuş. Gelenekler gereği, lider olduğu için Malahida’nın Chavez’i öldürmesi gerekiyormuş. Genç adam teçhizatlarını çıkarıp masanın üstüne koymuş. Yine gelenekler gereği, üzerinde üniformasıyla ölmesi gerekiyormuş. Bu yüzden üniformasını çıkarmamış. Lider Malahida ayağa kalkmış ve çocukluk arkadaşının önüne gelmiş. Bu sırada Jean Baptiste, bitkilerin kokusunu şişeye hapsetmeyi başarmış. Malahida, Jean Baptiste’e dönmüş ve “Umarım başarabilirsin.” demiş. Sonra dedeme dönüp “Umarım sen de haklısındır ihtiyar.” demiş. Kılıcını kınından çekip çıkarmış ve “Direniş için!” diye bağırarak tek seferde Chavez’in kalbine saplamış. Askerler elleri koparcasına alkışlıyorlarmış ama bir yandan da öylesine ağlıyorlarmış ki çadırın zemini ıslanmış. Malahida kılıcını Chavez’in kalbinden çekmiş ve kanı üstüne sürüp kılıcı kınına geri koymuş. Güçlükle nefes alıp veren Chavez’in ağzından kan gelmiş. Lider, Chavez’i düşmemesi için tutmuş ve gözlerinin içine bakmış. Chavez’in gözlerinde saf mutluluğu görmüş. Son nefesini veren Chavez’in gözlerindeki mutluluk kaybolmamış ama suratı donuklaşmış. Malahida, Jean Baptiste’i çağırmış. Koşarak oraya gelen Jean Baptiste, Chavez’in ölü bedenini Malahida’dan teslim alıp hemen işlemlere başlamış.
Yaşanan olaydan etkilenen Buffalo Joe çadırdan çıkmış. Bir sigara yakıp uzaklara dalmış. Aztekli de Reis Salyangözü’nü alıp dedemin yanına gelmiş. “Dürbünü de getirdim. Belki bakmak istersin.” demiş. Dedem, Aztekli’den dürbünü alıp Guantanamo’ya doğru bakmış. Kral konuşmasını bitirmiş, sokaklarda dolaşıyormuş. Hava kararmaya başlıyormuş.
REİS SALYANGÖZÜ: Sence işe yarayacak mı?
BUFFALO JOE: Ne gerekiyorsa onu yapıyoruz. Hiçbir şeyin kesinliği yok.
AZTEKLİ: Peki işe yararsa, kralı kim öldürecek?
BUFFALO JOE: Önceliğimiz onu konuşturmak olmalı. Ama hatırlatırım ki yetki bizde değil. Malahida genç bir lider. Aynı zamanda bir lider için fazla duygusal. Bu yüzden hata yapma olasılığı var. Nefretinden ötürü kralı yakaladığı yerde öldürmek isteyebilir. Bu durumun önüne geçmeliyiz.
Reis Salyangözü lafa girecekken Jean Baptiste elinde şişeyle çadırdan çıkmış. “İşlemler tamamlandı. Koku hazır.” demiş. Dedem şişeyi açıp koklamış. Karışım gerçekten güzel kokuyormuş. Dedem, Jean Baptiste’e dönüp “Yalnız bu Eu de Toilette olmuş. Yağ konsantrasyonunu biraz daha arttırmalısın. Kokunun yoğunluğu az olursa kralın burnuna gitmeyebilir. Git bunu Eu de Parfum yap.” demiş. Jean Baptiste hemen çadıra gidip yağ konsantrasyonunu arttırmış ve tekrar gelmiş. Onunla birlikte Malahida da çıkmış. Dedem şişeyi açıp koklamış ve onayı vermiş. Askerler, Chavez’in cenazesini omuzlarında taşıyarak dışarı çıkmışlar. Chavez’i bir sala yatırarak suya bırakmışlar. Malahida, Buffalo Joe ve Aztekli oklarının ucunu ateşe verip yaylarını germişler. Aynı anda oklarını serbest bırakmışlar. Oklardan biri Chavez’in salını ıskalamış. Ama kimin oku olduğunu kimse anlamamış.