ŞANTİYE ŞEF’İ

Comandante ile Milena, Karamürsel’den çıktıktan sonra Nikomedia Körfezi’ni dolaşıp Karadeniz kıyılarına ulaşmışlar. Issız bir yerde, ormanın içindelermiş. Karadeniz’in hırçın dalgaları kayaları tokatlıyormuş. Bulundukları yer Comandante’nin hoşuna gitmiş ve bir süre orada yaşamışlar. Yerleşim yerlerinden uzak oldukları için tedirgin olmaları gereken pek bir şey yokmuş. Bazı geceler vahşi köpekler dolaşıyormuş ama köpekler dışında başka bir tehlike söz konusu değilmiş. Comandante bir sal yapmaya başlamış. Denizdeki dalgaları gördüğü için; salı, dalgalara dayanıklı şekilde inşa ediyormuş. Milena ile çok fazla muhabbet etmiyorlarmış. Milena birtakım ayinler gerçekleştirirken Comandante de salı yapıyormuş. Günde iki öğün yemek yiyorlarmış. Avlanma günleri varmış ve sıra sıra avlanıyorlarmış. Menülerinde genellikle sincap ya da tavşan varmış. Denizin durgun olduğu günlerde Comandante balık avlıyormuş ama deniz de pek durgun olmuyormuş. Bazı zamanlar Milena’nın cinsliği tutar, avından elinde yeşilliklerle dönermiş. O günlerde Comandante, Milena’nın elinde yeşillikleri gördükten sonra işi gücü bırakır bir sigara yakarmış. Milena, zamanla sebze yemeye de alıştırmış Comandante’yi. Hatta bir süre sonra aralarında bir anlaşma yapmışlar ve beraber ava çıkmışlar. Milena yeşillik toplarken Comandante de avlanıyormuş. Etli sebze yemeklerini keşfettikten sonra tencere yemeği kavramını iyice oturtan ikili, yemeğe çok vakit ayırmamaya başlamışlar. Uzlaşmış olmaları ikisine de gün içinde zaman kazandırmış. Eski günlerindeki gibi, daha çok muhabbet eder olmuşlar. Yine birlikte ava çıktıkları bir gün ormanda yürürken Milena, Comandante’ye “Neyi başaramamıştık ki biz?” diye sormuş. Comandante de “Keyfimizi kaçırma.” diye cevap vermiş. O günden birkaç gün sonra Comandante yaptığı salı bitirmiş. Toparlanıp sala binmişler ve denize açılıp doğuya yönelmişler. Önce Samsun’a, birkaç gün sonra da Trabzon’a çıkmışlar. Anadolu’dan izole, kendi hayatlarını yaşayan insanların olduğu bir yermiş. Şehrin elbette bir kargaşası varmış ama oradaki kargaşa, Anadolu topraklarındaki siyasi kargaşadan çok daha farklı bir kargaşaymış. Şehir, büyük bir şantiye sahasını andırıyormuş. Trabzon’da herkes kendisine ev yapıyormuş. Etraflarında o kadar çok ağaç varmış ki, kurumuş ağaçların gövdeleriyle 2+1, 3+1, 4+1 denize sıfır evler yapıyorlarmış. Comandante ile Milena, şehirden dağlara yürümüşler ve bir vadiye gelmişler. Delinin biri vadinin yamacına ev yapmaya çalışıyormuş. Dağlardan ötürü şehre geri dönmüşler. İnsanların ev inşa etme yöntemleri Comandante’nin ilgisini çekmiş. Anadolu’nun her yerini saran ajanlardan uzaklarmış ve Güney Amerika’dan haber bekliyorlarmış. Milena her gün oradaki kahinlerden biriyle iletişime geçmeye çalışıyormuş ama çabası sonuçsuz kalıyormuş. Kalkan etkisiz hale gelmeden oraya ulaşması mümkün değilmiş. Trabzon, beklemek için güzel bir şehirmiş. Birkaç gün şehrin sokaklarında, nöbetleşe uyuyarak konaklamışlar. Bir gün şehri dolaşırlarken Comandante, “Vebsan İnşaat” yazılı bir tabela görmüş. İçeri girip iş istemiş. Comandante’yi bir şantiyeye amele olarak yollamışlar. Kısa sürede ustalığa, sonra da kalfalığa yükselmiş. Bu süreçte halkın bir kesimiyle tanışmışlar ve merkeze yakın bir bölgede çadırlarını kurmuşlar. Comandante çalışıp para kazanıyormuş. Böylece karınlarını doyurmak için besin tedariğini beden gücüyle değil, parayla satın alarak sağlıyorlarmış. Önüne geçemedikleri tek şey zamanmış. Ne olursa olsun, bir şey elde edilmesi için zaman harcanması gerekiyormuş. Comandate aklını kullanıp kendisine bir ekip oluşturmuş ve taşeronluk yapmaya başlamış. Vebsan İnşaat’ın çoğu işini Comandante ve ekibi yapıyormuş. Şehirdeki herkes bu ekibin yaptığı işlerden memnun kalıyormuş. Comandante’ye başka firmalardan da teklif gelmeye başlamış. Yoğunluktan ötürü diğer firmalardan gelen işlere ekibini gönderemese de kendi gidip kontrolünü yapıyormuş. Tarzından ötürü, gittiği her yerde Comandante’ye “Şef’im!” diye sesleniyorlarmış. Karadenizli müteahhitlerin gözdesi olan Comandante, Trabzon’un Şantiye Şef’i olmuş.

Değerlendirme: 10 / 10.
Gösterilecek yorum yok.

WordPress.com'da bir web sitesi veya blog oluşturun

Yukarı ↑