
Comandante boşalan bardakları tekrar doldurmuş. İkisine de ikinci çizgiye kadar… Beklemeyi hiç sevmezmiş. Beklemek eylemini başka bir şeye dönüştürme konusunda da başarılıymış. Aslında hayatının her alanında böyleymiş. Olumsuz olan her şeyin içinde tutunacak bir dal buluyormuş. Olumlu olanlara tutunmak konusunda zaten sıkıntı yaşamıyormuş. “Hayat bir ağaca tırmanmaksa eğer; her yükselişinde, önce sana en yakın dalları kontrol edersin. Bazen çevrendeki hiçbir dal sağlam olmaz. Ya geldiğin yoldan inip başka bir yol bulacaksın, ya risk alıp sıçrama yapacaksın, ya da başka bir risk alıp çevrendeki dallardan en güvendiğine tutunacaksın. Sabit kalamazsın. Çünkü tutunduğun dal bir gün yorulabilir ve seni taşıyamayabilir. Ya da sen yorulacaksın.” demiş Comandante.
JACKIE CHAN: Sen zaten her türlü yorulacaksın.
COMANDANTE: İşte o yüzden tercih sana kalmış. Neye inandığınla alakalı. Ağacın bir tepesi olduğunu düşünmekten vazgeçmezsen tırmanmaya devam edersin. Herkes tırmanmaya başladığında bir tepe olduğunu hayal eder. Uzun bir süre de bu hayalinden vazgeçmez. Tepeye vardığında göreceği manzara onu cezbeder. Kimisi bu manzara için durmadan tırmanır. Seçtiği yolların doğruluğundan emin olmadan tırmanmaya devam eder. Sıkılır ve riskler alır. Sıçramalar yapar. Bazen bu sıçramalar, olduğundan da aşağı düşmesine sebep olur. Ama hiçbir zaman en aşağı düşmez. Tutunacak bir dal her zaman bulur. Ve yoluna devam eder. Bazıları şanslıdır. Tırmandığı ağacın dalları sağlamdır. Ya da ağaç o kadar uzundur ki tepesine çıkmasına gerek kalmaz. Manzarayı görebileceği yere kadar tırmanıp evini yapar ve manzaranın tadını çıkarır. Bazılarıysa yaptığı evleri birer mola yeri olarak kullanır.
JACKIE CHAN: Bazıları her dalı evi bilir. Onun için gittiği her yer evidir.
COMANDANTE: Evet. Evi genelleştirmek birçok açıdan yararlıdır. Ama özel bir evinin olması da kurulabilecek en güçlü bağlardan biridir.
JACKIE CHAN: Bir ev ne kadar kirlenirse kirlensin temizlenebilir bence.
COMANDANTE: Kesinlikle. Ama kimse görmese bile sen o lekeyi görürsün. Orada olmasa bile sadece senin gözlerin o lekenin izini görür.
JACKIE CHAN: Bu seni rahatsız eder mi?
COMANDANTE: Olumsuzluklar da birer yaşanmışlıktır Jackie.
JACKIE CHAN: Bu yüzden devrim yapmak istiyorsun.
COMANDANTE: Dünya ne kadar kirlenirse kirlensin, hala kullanılabilir durumda. Temizlesek de izleri kalacaktır. Devrim, daha fazla kirlenip kullanılmaz hale gelmesinden iyi bir senaryo benim için.
JACKIE CHAN: Parayı temizleyemezsin.
COMANDANTE: Haklısın. Ama geleceğini görebiliyorum. Fazla kazananlar elinde tutacaklar. Çünkü bitiremeyecekler. Ve bu onların çocuklarına kalacak. Çocuğun serveti büyütmesi durumunda torun daha fazla parayla hayata başlayacak. Bu kalıtım kuşaklar boyu devam ettikçe daha da güçlenecek. O kadar çok altınları ve gümüşleri olacak ki, bunlar için ayrı bir depo yapmaları gerekecek.
JACKIE CHAN: Sonra?
COMANDANTE: Sonra birileri bu insanların parasını koyabilecekleri yerler inşa edecek. İnsanların güvenle paralarını istifleyebileceği ortak yerler. İlk zamanlar paranın sahipleri, ihtiyaçları oldukça gidip keseyle altın ya da gümüş alıp harcayacaklar. Sonra ticaret hacmi artacak. Bir yerden bir yere arabalar dolusu altını taşımak zorlaşacak. Zengin insanların altınları sayılıp bir tablete yazılacak ve o tablet resmi belge değeri taşıyacak. Evrak işleri artacağı için tabletten daha kolay bir yazı tahtası keşfedebilirler. Bundan emin değilim ama etmeliler. Çünkü dünyanın buna gerçekten ihtiyacı olacak.
JACKIE CHAN: İnsanlar o tabletleri her yerde kullanabilecek mi? Çin’den aldığım tableti burada kullanabilecek miyim mesela?
COMANDANTE: Küçük esnaflarda geçerli olmaz ama emin ol burada bir karşılığı olur. Ama zaten mesele de bu. Asıl devrim burada gerçekleşecek. Benim amacım ise o devrimin gerçekleşmesini engellemek.
JACKIE CHAN: Gerçekleşmesi muhtemel bir devrimi engellemek için mi devrim yapıyorsun?
COMANDANTE: Muhtemel değil Çinli, böyle olacak. Eğer bugün müdahale etmezsek yarın böyle olacak.
JACKIE CHAN: Bir insanın ne kadar altını olduğuna dair resmi bir belgeyi taşıyıp altın yerine onu kullanması seni neden rahatsız ediyor ihtiyar? Bunda yanlış olan ne?
COMANDANTE: Çünkü bu yaşanırsa bir süre sonra değerli olanın aslında ne olduğu unutulacak. Bu belgeler uzun bir süre sonra o kadar fazlalaşacak ki, bağımsızlığını ilan edecekler.
JACKIE CHAN: Nasıl yani?
COMANDANTE: Yani altın ve gümüş endeksli olmaktan çıkacaklar Çinli. Hiç altının olmasa da elindeki yazılı belgenin anlamsız bir değeri olacak. Bu da küresel bir spekülasyon doğuracak. Dünya kaosa sürüklenecek.
JACKIE CHAN: Seninle tamamen aynı fikirde değilim. Belgeler alışverişi kolaylaştırır. Bu da gelişimi hızlandırır. Kontrollü bir şekilde dağıtıldıktan sonra bir sıkıntı çıkaracağını düşünmüyorum.
COMANDANTE: Problem de orada. Kim kontrol edecek?
JACKIE CHAN: Kim kontrol edecek?
COMANDANTE: İnsanlar. İnsan olduktan sonra ne önemi var kim ya da kimler olduğunun?
JACKIE CHAN: Bence hangi insanların kontrol edeceği önemli. Sonuçta sen de bir şeyleri kontrol altına almaya çalışan bir insansın.
COMANDANTE: Ben ve benim gibi insanların çabası başarısız olursa mı?
JACKIE CHAN: Evet. İlk önce kimler zengin olacak?
COMANDANTE: Tüccarlar.
JACKIE CHAN: Bu dünyadaki her şey satılabilir ihtiyar. Ve ticaret yapıyorsan, satmadan kazanamazsın. Elbette tüccarlar zengin olacaklar. Ama ne satarak?
COMANDANTE: Ya din ya da kıyafet.
JACKIE CHAN: Neden?
COMANDANTE: Çünkü insan ya içine girmek ister ya da üstünü kapatmak.
JACKIE CHAN: O zaman senin tırmandığın ağaca devrim ağacı diyebiliriz.
COMANDANTE: Tabirin hoşuma gitti. Evet diyebiliriz.
JACKIE CHAN: Peki sen ağacın neresindesin?
COMANDANTE: En azından bir manzara olduğunu biliyorum.