
Kralın adaya ayak basışı, kraldan hemen önce Küba’ya gemiyle gönderilen insanların kalabalık oluşturduğu Guantanamo limanından olmuş. Miting alanı güvenlik güçleri tarafından kapatılmış ve yerel halkın izinsiz giremediği bir alan oluşturulmuş. Kral, limandan gemiye yanaştırılan büyük bir merdivenden aşağı inerken, yaratılan suni kalabalığı sahte gülümsemeleriyle selamlıyormuş. Merdivenlerden inip halka sesleneceği platforma geçen kral, konuşmasına başlamış ama öyle bir alkış tufanı kopmuş ki bir süre beklemiş. Kalabalığın coşkusu yatıştıktan sonra kral konuşmasına devam etmiş. Kralın yanından hiç ayırmadığı iki asistanından biri, elinde bez parçasına sarılı bir kelle tutuyormuş. Kral, konuşmanın bir yerinde asistanının elinde tuttuğu kelleyi alıp havaya kaldırmış. Bez parçası kelleden sıyrılıp önce yere düşmüş, sonra rüzgarın etkisiyle kalabalığa doğru uçuşmuş. Bez parçasını kapmaya çalışan insanlar arasında kavga çıkmış ve ortalık bir süreliğine kaos ortamına dönüşmüş. Kalabalığı sakinleştirmeye çalışan kral, bir yandan da elinde fazladan kalan satranç takımlarını önündeki koca topluluğa doğru fırlatmaya başlamış. Kraldan gelen yeni hediyeyle odağı dağılan topluluk sakinleşmiş ve kral konuşmasını sürdürmüş.
“Elimde gördüğünüz kelle, bir ajanın kellesi. Bu ajan bizim topraklarımızın dışından gelmiş. Bizi çekemeyen ecnebi memleketlerin üstesinden hep birlikte geleceğiz. Krala ihanet edenlerin sonu işte böyle olur!” diye bağırmış.
Kralın elinde tuttuğu kelle, Emevi’nin kellesiymiş. Teşkilatından izinsiz bir emeklilik kararı sonrası canından olan Emevi’nin ölü bedenini bulan köyün gençleri, durumu muhtara bildirmişler. Muhtardan belediye başkanına, belediye başkanından valiye falan derken Emevi’nin cesedi Milli İstihbarat’ın önüne kadar gelmiş. Milli İsithbarat Teşkilatı Başkanı, Emevi’nin kellesini kestirip yanında bir not ile kralın asistanlarına göndermiş. Notta “Topraklarımızda gezinen bir ecnebi ajanını daha başarıyla ortadan kaldırdık. Çok yaşa Kuzey’in Kralı!” yazıyormuş.
Kandırılan kralın, öldürülen her ajanla teşkilata güveni artıyormuş ama bir yandan da hayatı tehlikede olduğu için tedirginliği artıyormuş. İstihbarat teşkilatı, kendi öldürmediği ajanlardan bile prim yapar pozisyondaymış. Hatta öyle ki; bir ay boyunca hiçbir ajan yakalayamazsa, kendi personellerinden birini öldürüp krala sunuyormuş.
Kral elinde Emevi’nin kellesi, topluluğa karşı tükürükler saçarak konuşurken Buffalo Joe, Aztekli, Reis Salyangözü, Malahida ve birkaç seçkin direniş askeri ormanın içinden Guantanamo limanına doğru ilerliyormuş. Misafirleriyle ortak düşmana sahip olduğunu öğrenen Lider Malahida, yalnızlık helezonundan sıyrılıp uzun süre sonra karargahtan ayrılmış. Liderlerinin aksiyonunu gören direniş askerleri de ayaklanmış ve özgüvenleri tazelenmiş. İki adam ve bir salyangoz, onlarca insana umut ışığı olmuş, en önde yürüyorlarmış.