
Malahida; Aztekli anlatmaya devam ettikçe; babasının kahin ile ilişkisi olduğunu anlamış. Dahası, terk ettikleri köydeki herkes kahini bakire bilirmiş. Comandante, Malahida’yı kucağında köye getirdiğinde, köy halkına onu ormanda terk edilmiş halde bulduğunu söylemiş. Malahida’yı da bu gerçekle büyütmüş. Bu yaşına kadar öz ailesini hiç tanımadığını zanneden Malahida için gerçekler tamamen değişmiş. Puzzle’ın parçaları yavaş yavaş yerine oturmuş. Babası bildiği Comandante’ye, gerçekten de oğlu olacak kadar benziyor olması; bu zamana kadar ona hep güzel bir tesadüf gibi gelmiş. Yasak aşktan doğan meyve, kahinin kutsallığını kirletmemek adına tüm köy halkından saklanmış. Olay askerler arasında yayıldıktan sonra, bir kahinin çocuğu olduğu öğrenilen Lider Malahida’nın kutsallığı artmış.
Lider, yaşadığı şokun ardından anlatmaya başlamış: “Babam, direnişin en önemli adamlarından biriydi. Büyük bir kesim için en önemli adamıydı. Direniş başlamıştı ama o zamanlar bizim köyümüz güvenli bir bölgeydi. Son dönemlerde babam burayı terk etmemiz gerektiğini söyleyip duruyordu. O ortadan kaybolduktan bir süre sonra kahine çıkıp babamın akıbetini sordum. Kahin çok soru sorduğumu, ama beni Tanrıların bile kıskanacağı bir geleceğin beklediğini söyledi. Sorumda ısrar edince sinirlenip beni huzurundan kovdu. Normalde kimseyi kovmazdı. Onu ilk defa böyle sinirli görüyordum. İlerlemiş yaşına rağmen güzel bir kadındı. Zaten kimse onun kaç yaşında olduğunu bilmiyordu. Sinirlenince de güzelliğinden hiçbir şey kaybetmediğini söyleyebilirim. Neyse… Ben tepeden indikten sonra olanları köy halkına anlattım. Kahinin tepkisine köy halkı da şaşırmıştı. Babamın ortadan kaybolmasıyla özgüvenlerini yitiren köylüler, kahinin öfkesinden korktuğu için ona çıkmaya da cesaret edemediler. Kahinin öfkesinin geçtiğini düşünerek yine kahine çıktım. Evinin boş olduğunu gördüm. Bazen evini terk ederdi. Bize de nereye gittiği hakkında hiçbir bilgi vermezdi. Onu tepeden inerken gören hiç olmamış. Nasıl yolculuk yaptığını kimse bilmiyor. O gün, yine bir yerlere gittiğini düşündüm. İlerleyen günlerde birkaç kez daha evine gittim ama hiçbir ziyaretimde orada değildi. Kahin de ortadan kaybolmuştu.”
Buffalo Joe, hala tam olarak neye direndiklerini anlamadığından düşünceli düşünceli genç lideri dinlemiş. “Bak genç adam. Biz babanı tanımıyoruz. Ama kendini Milena olarak tanıtan o kadın yüzünden yanımdaki adam, Franz Kafka’yı öldürdü. Anan olacak kadın yüzünden Anadolu diye bir yere gittik. Ölümlerden döndük.” demiş ve Aztekli’den Reis Salyangözü’nü alıp masanın üstüne koyarak “Koca adam salyangoza dönüştü!” diye bağırmış. Milena’ya olan gereksiz büyüklükteki aşkından ötürü dedemin söyledikleri Aztekli’ye dokunmuş ama bunun sırası değilmiş. Aztekli lafa girip “Annen sanıyorum ki seyahatlerinden birinde bizim köyümüzün yakınına geldi. Ancak kimseyle iletişim kurmamıştı. Mistik bir kadındı. Ben de köyümüzün en tecrübelisi olarak onun ormandaki evine gittim. Orada bayıltıldım. Uyandığımda Anadolu’daydım.” demiş ve anlatmaya devam etmiş. Sakinleşen Buffalo Joe, Aztekli’nin sözüne ara vermesini bekleyip “Buraya Kuzey’in Kral’ının peşinden geldik. Eğer direnişiniz ona karşıysa birlikte hareket edebiliriz. Kral yakında adaya çıkacak.” demiş.
Comandante’nin ortadan kayboluşundan sonra direniş büyük bir darbe almış. Kahinin geleceğine dair olan umutlar da tükenmişken; adanın kuzeyinden hiç görmedikleri insanlar gemileriyle işgale başlamışlar. Hem güneyden hem de kuzeyden gelen akınlara dayanamayan direniş, ormanların içine çekilmek zorunda kalmış. Son dönemlerde istihbarat anlamında da zayıf kalmışlar. Bu yüzden Lider Malahida, kralın adaya ayak basacağını dedemlerden öğrenmiş. Buffalo Joe cebinden Zippo’yu çıkarıp ateşlemiş. Alev doğuyu gösteriyormuş. Kral, imparatorluğun şaşaalı gemisinden Küba topraklarına iniyormuş.