
Aztekli, Kafka’nın söylediklerini dedem ve Reis’e özet geçmiş. Dedem, Milena hakkında ileri geri konuştuktan sonra Aztekli’ye “Bu, senin aşık olduğun kadın. Kendisini Kafka’ya Milena diye tanıtmış. Siz bu kadının peşinden koştuğunuz için buradasınız. Ben ise salyangoza dönüşmüş bir belediye başkanı yüzünden. Bir şekilde eve dönüş yolunu bulmamız gerek. Yoksa ben halka ayak uydurup Komagene Kralı Komagene’den franchise çiğ köfteci isteyeceğim.” demiş. Aztekli’nin aklı ise başka yerdeymiş. Sakin bir şekilde dedemlere çevirmenliği yapmış ama Kafka’ya kurulmuş. Dedem Aztekli’ye, Aztekli Kafka’ya, Kafka salyangoza, salyangoz dedeme bakıyormuş. Aztekli bir anda Kafka’yı düelloya davet etmiş. Ortalık buz kesmiş; köyünü, çoluğunu çocuğunu bırakan Kafka’nın aklından intihar etmek geçmiş. Koşarak dışarı çıkıp kusmuş ve geri gelmiş. Düelloyu kabul ettiğini beyan etmiş. Biri köyünü kollarken, diğeri köyünden kaçarken aynı kadına aşık olmuşlar. Kadermiş işte; şimdi onları bir araya getirmiş ve biri ölecekmiş.
Sabahın ilk ışıklarında uyanmak üzere anlaşıp uykuya dalmışlar. O gece Reis bir rüya görmüş. Rüyasında boş bir arazideymiş. Biraz ileride iki adam ağacın altında oturuyormuş. Aslında onlara yakınmış ama salyangoz olduğu için yanlarına varmak biraz uzun sürmüş. Yolda bir karınca görmüş. Baba evinden koca evine gelmiş bir dişi karıncaymış. Sırtında kocaman bir ekmek kırıntısı taşıyormuş. Genç yaşta isteyerek evlenmiş. Çünkü; kocası gençken çalışkan ve yakışıklı bir karıncaymış. Evlendikten sonra kahveye takılmaya başlayınca işi gücü de tamamen bırakmış. Haliyle, evin ekonomik yükünü çekmek de dişi karıncaya kalmış. Evde çocuklar açmış. Evin tüpü bitmiş. Dişi karınca bunları dile getirdiğinde erkek karınca “ Senin dinini imanını s*kerim! “ diyormuş. Dişi karıncanın tek problemi çok fazla konuşmasıymış. Nerelisin diye sormuş Reis rüyasında karıncaya. Muşluyum diye cevap vermiş karınca da. Yerin altından 250 km geldim diye de eklemiş. Yoluna devam eden Reis, Buffalo Joe’nun takasta kullandığı iguanasını da görmüş. İguana halinden memnunmuş, çok konuşmamışlar. Adamların yanına vardığında şişeyi görmüş. Adamlar gülerek şişeden tekila içiyorlarmış. Görüntü bulanıklaşmaya başlamış. “ Yapmayııın!! Hayııır!! “ diye bağırırken kabusundan uyanmış. Son hatırladığı adamların bıyıklı suratlarıymış. Gözlerini açtığında kendini köyünün meydanında bulmuş. Bütün köy halkı oradaymış. Lakabı Kartal Gözü olan Reis ile “Salyangözü” diye dalga geçmişler ve ellerinde maydanoz demetleriyle Reis Salyangözü’nü itip kakmışlar. Reis yine “Yapmayıııın’! Hayııır!!” diye bağırarak gözlerini açmış. Bu sefer kendini mağarada, şöminenin başında bulmuş. Kafasını çevirmiş, Kafka ona bakıyormuş.
Bütün gece stresten uyuyamayan Kafka, öleceğinden emin bir şekilde son hikayesini salyangozu gözlemleyerek yazmış. Günün ilk ışıkları bulutların arasından yeryüzünü aydınlatmaya başlamış. Hava soğuk ve yağışlıymış. Bütün gece uyumadan son eserini tamamlayan Kafka dışarı çıkmış. Bir süre sonra Aztekli uyanmış ve o da dışarı çıkıp temiz havayı içine çekmiş. Tekrar içeri gelip şömineyi harlamış. Dedemi uyandırıp “Hakemlik yapacaksın Joe.” demiş. Uykusundan uyandırılan dedem sinirli sinirli Aztekli’nin suratına bakmış. Aztekli özel harman çayından dedeme vermiş. Dedem bir bardak çay içip kendine gelince o da çıkmış dışarı. Taraflar dedemin belinden silahlarını seçmişler. Aztekli av bıçağını, Kafka ise frizbiyi seçmiş. Birbirlerinden 20şer adım uzaklaşmışlar. Dedem ortada duruyormuş. Talimatları vermiş. İkisi de yüzünü dönüp silahlarını ellerinden hızlıca çıkarmışlar. Kafka’nın fırlattığı frizbi dedemin kafasına isabet etmiş. Dedemin canı çok yanmış. Başını tutarak yere çömelmiş ve Kafka’ya küfürler yağdırmaya başlamış. O sırada Aztekli’nin av bıçağı Kafka’nın kalbindeymiş. Zavallı adamın duyduğu son sözler dedemin küfürleri olmuş.
Franz Kafka’nın büyük büyük dedesi Franz Kafka, Afyon topraklarında son nefesini vermiş. Bu sırada, bir ağacın altındaki kayaya oturmuş sigara saran Comandante, olanları takip ediyormuş. Ayağa kalkıp olay yerine gitmiş. Uzun yeşil pardösüsüyle bir hayli havalı duran Comandante, Kafka’nın usülünce gömülmesine yardım etmiş. “Bir devrimci başkasına atılan tokadı kendi yüzünde hissedendir.” demiş ve oradan ayrılmış.