1.4 SUİKAST GİRİŞİMİ

Afyonun etkisiyle atlarından olan Dedem ile Reis, pazarda boş boş dolanmaya başlamışlar. Reis dedemi, dedem Reis’i suçluyormuş. Aralarında tartışırken Reis “At çalalım o zaman!” demiş. Dedem de yakıştıramamış kendine çalmayı ama; Aztekli’yi acilen bulmaları gerektiği için başka bir fikir sunmuş. “Ben sokakta Aztekli’nin portresini resmedeceğim. Görenlerin ilgisini çeker, kendi resimlerini isterler, değerli eşyalarıyla takas ederiz. Bu sırada Aztekli’yi buralarda gören oldu mu onu da çözmeye çalışırız.” demiş. Reis fikri kabul etmiş ama “Eğer düşündüğümüz gibi olmazsa at çalarız.” diye karşılık vermiş. Önce pazarı gözlemlemeye başlamışlar. Takasın yaygın olmadığını, onun yerine insanların keselerinden çıkarıp verdikleri dairesel parçalarla bir şeyler aldıklarını görmüşler. Önce bir anlam verememişler ama sonradan paranın değerini anlamışlar. Pazarda ne ne kadara satılıyor diye ufak bir piyasa araştırması yaptıktan sonra iki üç tahta parçasını çakıp tuval iskeleti yapmışlar. Dedem de belinden bir bez parçası çıkarıp tahtaların arasına germiş. Yine belinden çıkardığı kınaları yakarak tuvale resmetmeye başlamış. Resim bir şeye benzemeye başlayınca oradan geçen halkın ilgisini çekmiş. Zaten karşı bankta oturan dayılar, dedem resme başladığı andan itibaren inşaat sahasını izler gibi dedemleri izliyorlarmış. Hayatında ilk defa sokakta sanat gören Afyon halkı da dedemlere büyük ilgi göstermiş. Dedemin o gün belinden çıkardığı bez parçalarının haddi hesabı yokmuş. Güzel para kazanmışlar. Hava kararmaya başlayınca tezgahı kapatıp hasılatı kontrol etmişler. Ellerinde çok para olduğuna inanan ikili, bir galeriye girmişler. Halk ile alışveriş yaparken bazı kelimeleri öğrenmişler tabii. Onları bir satış danışmanı karşılamış. En güzel atlar galerinin girişinde duruyormuş. Adamla iletişim kurmaya çalışırken çaktırmadan fiyat etiketlerine bakan dedem Reis’e “Çıkalım buradan.” demiş. O sırada Reis, galerinin arka tarafında sıraya dizilmiş olan 2. el atları görmüş. Satış danışmanı onlara bir şeyler anlatmaya çalışırken yanından ayrılıp 2. el atların olduğu yere doğru yürümeye başlamışlar. Doların 8 liraya dayandığı bu dönemde 2. el atların da fiyatlarının uçukluğunu görünce dedem aklından ufak bir hesap yapmış. Reis’e dönüp “Bugünkü gibi satışların iyi gittiğini düşünürsek, 120 ayda ancak bir adet 2. el, 7.000 tl tramer kaydı olan bir at alabiliriz.” demiş. Satış danışmanı onların yanına doğru gelirken onlar çıkış kapısına doğru yürümeye başlamışlar bile. Galeriden çıktıktan sonra Reis “Çalmaktan başka çare bırakmadılar bize.” demiş. Zaman kaybetmek istemeyen Buffalo Joe, düşünceli bir şekilde uzaklara dalmış. ..

Kendilerini tekrar kasabanın sokaklarında bulmuşlar. Uzak bir köşeye çöküp sabah avladıkları ikinci kuşu pişirip yemişler. 4 elmadan birini de ikiye bölüp mideye indirmişler. Yemeklerini yedikten sonra ne yapacaklarına karar vermek için konuşmaya başlamışlar. Bir ara kırmızı kapüşonlu adam önlerinden geçmiş. Dedem Buffalo Joe, çevresinde olup bitenleri sürekli gözlemleyen bir adammış. Uzakları görme yeteneği olan Reis bazen burnunun dibindeki şeyleri kaçırabiliyormuş. Dedem, kırmızı kapüşonlu adamla selamlaştıktan sonra Reis’e “Resim çizmeye başladıktan bir süre sonra bir adam kalabalıkla birlikte bizi izlemeye başladı. Ama sonra o adam birkaç kez daha yakınlarımızda gözüme çarptı. Şimdi de bir köşede ateş yakmış takılıyor.” demiş. Reis adamın Afyonlu olduğunu ve buralarda görülmesinin normal olduğunu söylemiş. Sonra da “Buffalo Joe, sana saygım büyük. Ancak ben at çalmaya gidiyorum. İster gelir ister burada beni beklersin.” demiş ve bir hışımla ayağa kalkıp yürümeye başlamış. Ufak bir şok geçiren dedem, Reis’in peşinden gitmiş. Galerinin oralara geldiklerinde birer sigara yakıp etrafında volta atmaya, o sırada da galeriyi gözlemlemeye başlamışlar. Galerinin güvenliği o sırada kulübesinde uyuyormuş. Gözlem yeteneği güçlü olan dedem, içeride köpeklerin de olduğunu hatırlatmış ve ona göre bir plan yapmaları gerektiğini söylemiş. Planı yaptıktan sonra uygulamaya koyulmuşlar. Ancak içeri girebilmeleri için galerinin arkasında bulunan zifiri karanlık bir koruluktan geçmeleri gerekiyormuş. Arka tarafa yürüyüp koruluğa girmişler. Korulukta yol alırken Reis bir çıtırtı duymuş. Sessiz yürüyüşlerini sonlandırıp dikkatlerini çeken sesin nereden geldiğini anlamaya çalışmışlar. Tam bu sırada altında bulundukları ağacın dalından bir adam elinde bıçağıyla Reis’in üzerine atlamış. Bıçak darbesini de yiyen Reis, adamla birlikte yere düşmüş. İlk darbede Reis’i indiremeyen adam başarısız olacağını anlamış ve toparlanıp kaçmaya çalışmış. Bıçağın açtığı yarayla yerde kıvranan Reis, adamı tutamamış. Adam, zifiri karanlıkta koruluğun içinde koşuyormuş. Dedem okunu yaya koymuş ve hedefine doğrultmuş. Gözlerini kapatıp boynunu çıtlatmış. Bir süre boyun egzersizlerine devam ettikten sonra 3 kez derin nefes alıp havayı koklamış. Bu rutinini tamamladıktan sonra gözlerini açmış ve 5 dakikalık gece görüş özelliğini aktif etmiş. Ve artık ok yaydan çıkmış. Dedem rutinini tamamlayana kadar bir hayli uzaklaşmış olan adam, kurtulduğunu düşünerek yüzünde bir rahatlama belirirken girmiş ok sırtından. Oku yiyene kadar hızla ileri atılarak koşan adam bir anda duraksamış ve dizlerinin üzerine çöküp olay yerinde can vermiş. O sırada Reis de ayaklanmış ve dedemle birlikte adamın ölü bedeninin yanına gelmişler. Dedem adamı hemen tanımış. Bu adam, sabahtan beri onları takip eden, onlar yemek yerken köşede ateş başında takılan adammış. Yaşanan arbededen huzursuz olan köpekler arka fonda havlıyorlarmış. Bölümün son sahnesinde dedem ile Reis cesedin başında ayakta duruyorlarmış. Dedemin elinde suikastçinin, Reis’in kanına bulanmış bıçağı varmış.

WordPress.com'da bir web sitesi veya blog oluşturun

Yukarı ↑