
Güzel bir bahar akşamıymış. Dedemler köye döneli 2 ay oluyormuş. Köy halkı, reislerinin salyangoza dönüşmesi durumunu yavaş yavaş kabullenmeye başlamış. Reis, belediye başkanlığına devam ediyormuş. Hatta nehrin kenarında tanıştığı bir salyangozu ailesiyle birlikte köye getirip temizlik işleri müdürü yapmış.
Temizlik İşleri Müdürü Kemal Bey temiz, saf ve sessiz bir adammış. Normalde hem temiz hem de sessiz kalan insanlar müdür olamazmış ama Kemal Bey çok temiz bir insan olduğundan Temizlik İşleri Müdürü olabilmiş.
İki erkek evlat babası olan oğullarından biri okumuş, biri okumamış. Okumayan oğlu Kemal Bey’e çok sıkıntı çektirmiş. Sokaklarda aylak aylak dolanıp, sürekli kumar oynayan genç bir delikanlıymış. Onun da adı Kemal’miş. Mahallede ona 2. Kemal derlermiş. Ama babasıyla hiçbir huyu benzememiş.
2. Kemal bir gün yine kumar borcunu kapatmak için babasının ofisine gitmiş. 84 yaşındaki müdür Kemal Bey, artık ona verecek parası olmadığını, tamamen tükendiğini söylemiş oğluna. Gerçekten de tükenmiş Kemal Bey. Bütün maaşı oğlunun kumar borçlarına gitmiş. Para bulamadıkları dönemlerde 2. Kemal iki kez vurulmuş, birinde ölümden dönmüş. Bu yüzden Kemal Bey kalp hastasıymış.
Babasının parası olmadığını öğrenen 2. Kemal, Temizlik İşleri’nin garajından çıkarken temizlik malzemelerinin olduğu deponun açık kapısından içeri göz atmış. Hemen kafasında bir plan yapmış ve gecesinde depoyu soymuş. Malları kuzeye giden bir at arabasına satıp kumar borcunu kapatmış. Sabah olmuş, Kemal Bey işe gitmiş. İşine sadık adammış ya; herkesten önce orada olurmuş. Nadiren geç kalırmış işe. Deponun önünden geçerken kilitli duran kapının sol alt köşesinde oğlu 2. Kemal’in imzası olduğunu fark etmiş ama pek önemsememiş. Ofisine geçip kendisine bir kahve yapmış. Altında çalışan personeller yavaş yavaş müdürlüğe gelmeye başlamış. Kahvesini yudumlayıp bilgisayardan gazetelere bakarken telefonu çalmış. Ahizeyi kaldırmış, arayan depo amiriymiş, karşıdan şu ses gelmiş: ” Müdürüm mallar yok. “
KEMAL BEY: Nasıl yok Amir Bey. Hiçbiri mi yok?
DEPO AMİRİ: Kuzeyden gelen deterjanlar dün depoya indirilmişti hatırlarsanız. Onlar yok.
KEMAL BEY: Bekle orada, geliyorum.
Bu diyaloğun ardından Kemal Bey koltuğundan kalkıp depoya gitmiş. Olabildiğince hızlı hareket etmiş. Kalbi sıkışmaya başlamış. Yoluna devam etmiş. Deponun önüne varmış ve depo amiriyle birlikte bütün depoyu hızla aramışlar. O sırada kalbi iyice teklemekteymiş. Nefesi daralmaktaymış Kemal Bey’in. Gözleri bulanık görmeye başlamış. Kapının önüne çıkmışlar ve derin bir nefes almış. Biraz kendine geldikten sonra oğlunun kapıdaki imzasına gözü tekrar takılmış. Daha yeni yeni tansiyonu normale dönen Kemal Bey bir anda buz kesmiş. Midesi bulanmış ve başı dönmeye başlamış. Vücudundan kaynar sular boşanıyormuş. Malları oğlunun çaldığını idrak eden Kemal Bey’in güçsüz kalbi, durumu kaldıramamış ve kalp krizi geçirmiş. Kabuğuna çekilen Kemal Bey oracıkta hayatını kaybetmiş.
Cenazeden sonra üzüntüsünden suçunu itiraf eden 2. Kemal, yeni Temizlik İşleri Müdürü olarak işe alınmış. Babasının tahtına oturan 2. Kemal’i, çaldığı için mi yoksa Kemal Bey köyü yeterince temizledi diye mi müdür yaptılar bilinmezmiş.