
Malahida, genç bir lidermiş. Kanı kaynıyormuş ve bu yüzden zaman zaman hata yapıyormuş. Karşılaştığı adamları iyi tanımak zorundaymış çünkü bu adamlar, direnişin içine sızmaya çalışan ajanlar olabilirlermiş. Babası Comandante’nin parmağında taşıdığı yüzüğün Aztekli’nin cebinden çıkması, Comandante’nin başına bir şey gelmiş olduğu anlamına gelebilirmiş.
Dedem kafasına atılan yüzüğü eğilip yüzüğü yerden almış ve tekrar doğrulmuş. Yüzü Aztekli’ye dönükmüş. Bir eliyle acıyan başını ovuşturuyor diğeriyle de avucunda yüzükle “Ne ayak ulan bu yüzük?” dercesine bir hareket yapıyormuş Aztekli’ye. Lider Malahida “Derhal yüzüğü bana getir.” demiş. Kıçını kurtaran şeyin yüzük olduğunun bilincinde olan dedem Buffalo Joe, yüzüğü parmağına takmış. Taktığı gibi etraftaki herkes yok olmuş. Dedem avel avel etrafına bakmaya başlamış. Ne oluyor diye anlamaya çalışırken birisi dedemin elini tutup yüzüğü çekiştirmeye başlamış. Dedem ne bir el görüyormuş, ne de bir ses duyuyormuş. Sadece bir insan elinin, parmağındaki yüzüğü çıkarmaya çalıştığını hissediyormuş. Elini kurtarmış ve oradan uzaklaşmaya başlamış.
Lider Malahida, askerlere şişeyi getirmeleri emrini vermiş. Askerler bir koşu gidip 25 yıllık tombul Efes şişesini liderlerine getirmiş. Malahida, oturduğu koltuğa asılı çantasının içinden bir çubuk çıkarıp şişeye vurmaya başlamış. Aztekli, deli gibi koşan dedemi izliyormuş.
Buffalo Joe, göremediği topluluğu yararak olduğu yerden uzaklaşırken mistik bir ses duymuş. Ses derinden geliyormuş. Bu ses ona “Yüzüğü çıkar” diyormuş. Duraksayıp arkasını dönen dedem, parmağına bakıp yüzüğü çıkarmış ve belindeki karadeliğe atmış. Yüzüğü çıkardığı anda herkes tekrar etrafında belirmiş. Yaşananlara anlam vermeye çalışan dedem, şaşkın şaşkın etrafını izliyormuş. Dedemin etrafında çember oluşturan askerler, Malahida’nın sesiyle kendilerini toparlamışlar ve dedemin önünü açmışlar. Kendine gelen Buffalo Joe, Lider Malahida’ya doğru yürümeye başlamış. Malahida, oturduğu koltuktan kalkıp önündeki basamakları inmiş ve dedeme doğru yaklaşmış. “Gelin içeri geçelim. Kim olduğunuzu bilmem gerek.” demiş.
Buffalo Joe, Aztekli ve Reis Salyangözü; askerler ve Lider Malahida eşliğinde derme çatma bir kulübeye girmişler. Lider, askerlere “Siz kapının önünde bekleyebilirsiniz.” demiş ve lafa girmiş:
“Öncelikle yüzükten başlayalım. Bu yüzük hakkında hiçbir şey bilmediğiniz ortada. Nerede buldunuz bu yüzüğü?”
BUFFALO JOE: Başıma isabet edene kadar yüzüğün varlığından bile haberim yoktu. Comandante kimdir onu da bilmem.
AZTEKLİ: Yüzüğü, Anadolu’dan dönerken Milena’nın masasının üstünden almıştım. Biz onun ormandaki evine vardığımızda içeriden bir adam çıkıyordu.. Ben de adamın yüzüğü olduğunu düşünüp masadan aldım.
Lider Malahida heyecanla “Babamı gördünüz yani! O iyi mi? Nerede gördünüz?” demiş. Aztekli “Eğer kapının önünde kemerini düzeltip koşarak uzaklaşan yeşil pardesülü adam senin babansa, evet gördük. Anadolu’da, güzel bir cadıyla birlikte.” diye cevaplamış. Bu sırada dedem evden çıkan yeşil pardesülü adamı hatırlamak için hafızasını zorluyormuş. O kadar zorlamış ki Kafka’nın cenazesine katılan adamla ormanda kemerini düzelterek kaçan adamın aynı adam olduğunu bile hatırlamış. Lider’e dönüp “Demek sen o adamın oğlusun. Peki Milena’yı tanıyor musun?” diye sormuş. Lider Malahida “Hayır, Milena diye birini tanımıyorum.” diye cevaplamış. Dedem, Milena’yı tarif etmeye başlayınca Malahida’nın suratı değişmiş. Milena diye birini tanımıyormuş ama tarif ettiği kadını tanıdığından eminmiş. Buffalo Joe; Malahida’nın doğup büyüdüğü köyün tepesinde tek başına yaşayan kahini tarif ediyormuş.